Translate

27 Kasım 2013 Çarşamba

Rockefeller’den Son Yüzyılın En Büyük İtirafları

ABD’li Yahudi bankacı iş adamı David Rockefeller den son yüzyılın en büyük itirafları…..
ABD’li Yahudi bankacı işadamı David Rockefeller, son yüzyılın en büyük itiraflarını yaptı. Rockefeller’e atfedilen bu itiraflar, aslında hepimizin bildiği tarihi gerçekler..
İşte David Rockefeller’in söyledikleri:
TÜRKİYE’YE ADNAN MENDERES ZAMANINDA “MARSHALL YARDIMI” İLE EL ATTIK
Mesela Türkiye’yi ele alalım. Türkler de yıllar boyu komünizme karşı savaşmıştır. 1950’lerde ülke yönetimine bize desteğimizle Adnan Menderes gelmişti. Aslında Menderes bizimle başta gayet güzel bir diyalog kurmuştu. Bizden seçimde aldığı destek karşılığında, Marshall yardımı adı altında devamlı borç alıyor ve ülkesinde yatırımlar yaparak sanayi yapısını geliştiriyordu. Fakat o kadar plansız ve programsız harcama yapıyordu ki ödeme günleri geldiğinde, bizden, borç ödemek için tekrar tekrar borç istemeye başladı. Biz de kendisinden ülkesini yabancı sermayeye açmasını ve bizim şirketlerimize özel imtiyazlar tanımasını, diğer bir deyişle Osmanlı İmparatorluğu’na dayatılan kapitülasyonlar benzeri şeyler talep ettik Menderes bize bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğini söyledi ve bizden uzaklaşamaya başladı. Ülke insanı ilk defa asfalt yollarla tanışıyor, fabrikalar arka arkaya dikiliyordu. Ülkenin çoğunluğu Müslüman olduğu için ülkenin her yerine camiler yaptırıyordu. Menderes bu şartlarda iktidarda ki yerini uzunca bir süre için, sağlamlaştırdığını sanıyordu. Bi

24 Kasım 2013 Pazar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın kuruluşundaki Yahudi oyunları


İngilizler MB'ye Ortaklar mı?


İki hafta önce Skyturk TV'de ilginç bir program yaptım. Konuğum uluslar arası finans danışmanı Mete Akıncı’ydı. Akıncı programda birbirinden ilginç o kadar çok bilgi verdi ki izleyiciler gibi bende şoka girdim.
...

Yayın sırasında mail box’ım çöktü, reji gelen telefonlardan kilitlendi. Program bir kez daha yayınlandı.

Akıncı’ya göre Suriye’den sonraki durak Yemen olacaktı. Ama asıl sırada Arabistan vardı. Çünkü Fahd’ın Batı’daki bankalarda çok yüklü miktarda parası vardı ve bu para iflasın
eşiğindeki Amerika’nın ağzının suyunu akıtıyordu. Sıra ona da

21 Kasım 2013 Perşembe

PAKİSTAN'IN HALEN TEDAVÜLDEKİ MUHAMMED ALİ CİNNAH VE OSMANLI BAYRAKLI KAĞIT PARASI İLE 1948 BASIMLI OSMANLI TUĞRASI FORMUNDA METAL PARASI

PAKİSTAN'IN HALEN TEDAVÜLDEKİ MUHAMMED ALİ CİNNAH VE OSMANLI BAYRAKLI KAĞIT PARASI İLE 1948 BASIMLI OSMANLI TUĞRASI FORMUNDA METAL PARASI

İngiltere’nin 16 Mart 1920'de İstanbul’u işgal etmesi, Osmanlı Devleti'nin her zaman sâdık bendesi olmuş Hind Müslümanlarını (Pakistan ve Bangladeş dahil) tekrar ateşledirdi. Protesto için Amritsa şehrinde büyük bir miting yapıldı. Mevlana Ebul Kelam Azad, Muhammed Ali Cinnah ve Mahatma Gandhi’nin katıldığı miting Kur’an okunarak başladı. İstanbul’un işgalinden üç gün sonra Hilafet Komitesi adına Muhammed Ali başkanlığındaki Müslüman

17 Kasım 2013 Pazar

İSRAİL'DE MECELLE TÜRKİYE'DE İSVİÇRE KANUNU

Mecelle, Sultan Abdülaziz zamanında, Ahmed Cevdet Paşa’nın önderliğinde kıymetli İslam hukukçularının yer aldığı bir heyet tarafından 1869-1876 seneleri arasında müşterek bir çalışma sonrası oluşturulmuş 1851 maddelik bir medeni kanundur. Ancak yüksek vasıfları sebebiyle dünya çapında itibar görmüş; başta İsrail olmak üzere Osmanlıdan ayrılan ülkelerde yıllarca tatbik edilmiştir. Arapça, Bulgarca, Rumca, Ermenice, Fransızca ve İngilizce'ye tercüme edilen Mecelle için çok sayıda da şerh yazılmıştır.

Mecelle, 1926’da İsviçre Medenî Kanunu’nun alınmasına kadar 57 sene Türkiye'de tatbik edildi. 1926'da ise 1000 yıllık hukuk birikimine sırtını dönen Türkiye kendisiyle kültürel, tarihsel ve duygusal hiç bir yakınlığı olmayan İsviçre'nin medeni kanununu aynen tercüme ettirerek kendi kanu

HİND MÜSLÜMANLARINDAN OSMANLI İÇİN İNGİLİZLERE ÜLTİMATOM

İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgali, Osmanlı Halifesine duydukları büyük bağlılık ve sevgileriyle bilinen Hint Müslümanları (Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Burma) arasında büyük tepki ile karşılanmıştı.

Güney Asya Müslümanları 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes antlaşması ile İstanbul’un milletlerarası bir denetime tabi tutulacağını öğrenince Paris Barış Konferansı öncesi harekete geçtiler. Malum 18 Ocak 1918’de toplanacak olan bu konferans da savaşta yenilenlerin durumu ele alınacaktı.

İngiltere’de yaşayan Hint asıllı Müslümanlar İngiliz başbakanı Lloyd George’a 5 Ocak 1919’da bir muhtıra verdiler. Bu muhtırada öncelikle Lloyd George’un ‘’Türk ülkeleri üzerinde Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğinin yıkılmayacağına dair ‘’ sözünü hatırlattılar. İlk olarak bu muhtırada;

"ERKEKLER GİBİ SAVAŞAMADIN, BARİ OTURUP KADINLAR GİBİ AĞLA"

Tarık bin Ziyad'ın 711 yılında askerleriyle birlikte Kuzey Afrika'dan gemilerle gelip İspanya topraklarına ayak basması ile Avrupa'nın bağrında yetişecek ilk İslam devletinin de tohumları atılmış oluyordu. 

7.000 kişilik ordusu ile Cebelitarık Boğazı'nı geçen Tarık bin Ziyad, İspanya topraklarına çıkar çıkmaz gemilerini yaktırmak suretiyle askerlerinin akıllarına gelebilecek geri dönme ihtimalini ortadan kaldırarak şu tarihi sözleri söyler: "Arkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin için ancak sadakat ve sabır kalmıştır."

Böylece tarihin görüp görebileceği en göz kamaştırıcı medeniyetlerden biri olan ve Avrupa'nın göbeğinde, İspanya ve Portekiz topraklarında 736 yıl hüküm

OSMANLI HATIRASI

OSMANLI DONANMASININ 1543'DE FRANSA'NIN "NICE" ŞEHRİNİ ZAPTI ESNASINDA DUVARA SAPLANAN OSMANLI TOPU

İspanya İmparatorluğu'nun Avrupa'daki en büyük iki rakibinden biri olan Fransa, baş edemediği İspanyol donanma kuvvetlerine karşı Osmanlı Devleti'nden yardım talep edince Padişah tarafından bu işle görevlendirilen Barbaros Hayreddin Paşa toplam mürettebatı 30.000'i bulan 150 gemilik dev bir filo ile 20 Temmuz 1543'de Fransa'nın Marsilya Lima

9 Kasım 2013 Cumartesi

Boğaz kavgası


Çok şey bilen dostumla dün bir araya geldik. Sadece çay içip konuşacaktık.
Ancak havanın güzelliği mi, yoksa mesaj kaygısı mı bilemiyorum ama dostum zor sustu!

İç siyasetten, dünya dengesine kadar her şeyi konuştuk!
Gerçekten inanılmaz bir hazineydi! Bir insanın bilmediği bir şey olmaz mıydı! Ama yoktu! Boğaz kıyısında sohbet ederken konu bir anda benim kayıtsız kalamayacağım bir noktaya geldi! Ürktüm!

"Gerçekten bunu yapabilirler mi?" diye düşündüm! Ama önceden bir benzeri yaşandığına göre bu da olabilirdi!
Bu korkunun beni sarmaladığı yerden itibaren olan konuşmayı sizlerle paylaşıyorum...
Bakalım sizin fikriniz ne olacak?

* Kanalİstanbul neden mi önemli?